URAS

TÜM SAVAŞLARI SONLANDIRACAK SAVAŞ

arası geldiğinde iki yabancı sınıflarına geldi ve Gillee seslendi. Gille: ”Ben yemeğe gidiyorum. Alhsom, sen de gelebilirsin istersen. ” dedi ayağa kalkmadan önce.

”Sen hep onlarla birlikte mi yiyorsun? ” dedi Alhsom.

”Evet, ne oldu ki? ”

”Niye Irina
ın yanına gitmiyorsun. Ne zaman görsem yalnız oturuyor, üstelik iyi de anlaşıyor gibi- ”

”Hey, onu tanımıyorsun. ” dedi Alhsomun sözünü keserek. Nedense aşırı tepki vermişti. Boşluğa bakarak sözlerine devam etti: ”Irina başkalarına benzemez. Bazen… sadece yalnız kalmak istiyor. ”

”Yine de sen gitsen mutlu olurdu bence. ”

”Hadi Gille! Gelmiyor musun? ” arkadaşları sesleniyordu.

”Siz bensiz gidin. ” dedi Gille, yüzü düşmüştü. Misa ile Alhsoma döndü. ”Benim küçük bir işim var. Alhsom, istersen onlara katılabilirsin ya da siz takılın işte. ”

Alhsom Gillein canını sıkmıştı belli ki. Arkasından ”Görüşürüüz! ” dedi Misa enerjik bir şekilde. Kısmen de olsa az önce oluşan kasvetli ortamı yumuşatmaya yetmişti, bu enerji. Alhsoma dönüp devam etti:

”Senin Gilleden daha odun olduğunu düşünmüştüm ama yanılmışım. Yanlış anlama, bu konularda insanlara karışmanı ben de doğru bulmuyorum ama yine de bence doğru olanı yaptın. ”

”Üzgünüm, yardımcı olacağını düşünmüştüm. ”

”Ee, yemeğe gitmeyecek misin? ”

”Onları tanımıyorum, gerek var mı? ”

Misa güldü. ”Konuşmazsan nasıl tanışacaksın? Neyse, benimle gelebilirsin. ”

İkisi birlikte bahçede boş bir çardağa geçtiler. Alhsom yolda, Irina
ın her zaman tek başına oturduğu masaya baktı. Evet, Gille ile birlikteydi ve oldukça mutlu görünüyorlardı. Yaptığı teklifin iyi bir sonuca ulaşması Alhsoma anlamsız bir mutluluk vermişti. Misa ikisine de tost söyledi. Onlar yerken konuşmaya başladı:

”Şu anda yediğin tostun içinde gerçek et var, biliyor musun? ”

Alhsom duraksadı. Yavaşça yutkunup ”Nasıl ya, tadının Concord Citydekilerden pek farkı yok. Hem gerçek ete izin var mı ki burada. ” dedi.

”Burada hayvan çiftlikleri var. Özellikle doğal ete ilgi duyanlar olduğu için kantinci, ürünlerinde kullanıyor bazen. Bence tam bir saçmalık. Besin içeriği olarak bir farkı yokmuş, tadı da çok farklı değil. Ne gerek vardı ki? ” ”Avcı, toplayıcı günlerimiz artık geride kaldı. Bu yaptıkları çok anlamsız. ”

Sonrasında Misa, muhabbeti şekillendirmeye çalıştı. Eliyle kulaklıklarını işaret etti. ”Sürekli şunları takıyorsun, ne dinliyorsun. ”

”Şarkı çok sevmem, genelde müzik dinlerim. Yani her tarz müziği seviyorum sanırım. ” Alhsom, o sırada, Misa
ın yüzüne baktığını fark etti. İnsanların yüzüne bakarak konuşmaya pek alışkın değildi. Dolayısıyla gözünü kaçırarak devam etti: ”Ben de seninle ilgili bir şey sorayım: Kitap okumayı sever misin? Seviyorsan ne tarz şeyler okursun? ”

”Bir aralar Rus edebiyatına sarmıştım fakat son zamanlarda romanlarla pek aram olduğu söylenemez. Eh, hala manga okuyorum ama. ” dedi utançla başını eğerek.

”Vay, Rus edebiyatı mı?! Zamanında biraz Dostoyevski okumuştum. Bu aralar da Tolstoya başladım yeni. Anlaması daha kolay. ” Son cümleyi söylerken alaycı bir şekilde gülümsemişti. ”Yalnız manga konusunda ortak yönümüz çıkacağını düşünmüyorum çünkü şu ana kadar hiç çizgi roman okumadım maalesef. ”

”Nasıl olur? Tam o tipte birine benziyordun halbuki. ” deyip güldü Misa. ”Yine de başlamak istersen sana önerebileceğim birkaç seri var. ”

”Olur, bu yıl değişik şeyler deneyeceğim bir yıl olacak gibi duruyor zaten. Readerın yanında mı? ”

”Gerek var mı? Kendi kitaplığım var benim. ”

”Nasıl yani, fiziksel kitap bulabiliyor musun? ”

”Bu okulda kütüphane var Alhsom. Tabi, Gille sana kesin gezdirmemiştir orayı. Neyse, gerek de yok zaten. Sadece ders çalışmak için kullanıyor insanlar. İçindeki kitaplar pek güzel değil zira. ”

”Ya… Tam sevinmiştim. ” Alhsomun gözü tekrardan uzaklara daldı.

Misa bir süre düşündükten sonra muhabbeti devam ettirdi:

”Hey, hafta sonu ne yapıyorsun? ”

”Yani yazdan beri ne yapıyorsam onu. Buraları da çok bilmiyorum zaten. ”

”Burada bildiğim bir kitapçı var; istersen, bir gün, kitaplar hakkındaki konuşmamıza orada devam edebiliriz. Orada seni tanıştırmak istediğim biri var. Hayatımda, ondan daha çok kitap okumuş birini tanımıyorum. ”

”Burada kitapçı mı var? ”

”Evet, hatta arkasında da kütüphane var. Ufak bir dükkan, görmen lazım gerçekten çok şirin bir mekan. ”

”Gerçekten çok isterim gelmeyi. Kitap okumayı bu kadar sevmeme rağmen hala bir kitaplığı dolduracak kadar kitabım yok. Hep readerdan okuyorum. ”

”Tamam o zaman, cumartesi sabah gelip beni yurttan alıyorsun. ”

”Peki, olur. ”

Onlar konuşurlarken ders zili de çalmıştı. Bu nedenle, ikisi birlikte sınıfa döndüler. Ertesi gün, her zamanki gibi; Gille, Alhsom ve Misa sohbet ederlerken Gille, bu sefer yeni bir konuyla çıkageldi:

”4. sınıflar arasında ünlenen yeni bir uyuşturucu türü varmış, bunu duymuş muydunuz? ”

”Ah evet, o söylentileri ben de duydum. 4. sınıflar, doğru dürüst birbirleriyle bile konuşmadan tüm gün ders çalışıyorlarmış. Bir çeşit madde kullandıklarını söylüyorlar, basitçe söylemek gerekirse insanları zombileştiriyor. ” dedi Misa.

”Sınav zamanı bize de bu tarz bir şey lazım. ” dedi Gille gülerek.

”Çok komik! İnan bana düşündüğün kadar, eğlenceli bir deneyim olmayacaktır. ”

”Sakin ol, sadece şakaydı. ” Tam ortam gerilmeye başlayacaktı ki Alhsom araya girdi: ”Hey, bu söyledikleriniz doğru mu? ”

Misa cevapladı: ”Uyuşturucu muhabbeti gerçek mi bilmiyorum ama 4. sınıfların katına uğrarsan ne dediğimizi anlarsın. Aynı bir hayalet kasaba gibi. Geçen gittiğimde sadece birkaç kişi sorularımı cevaplamıştı. Onların da uyuşturucu konusunda bir bilgisi yoktu; ancak arkadaşlarının bir anda onlarla konuşmayı kestiğini söylediler. Hayati ihtiyaçlarını gidermek ve ders çalışmak harici hiçbir şey yapmaz olmuşlar. Sınav stresi olabilir mi acaba? diye düşündüm ama gerçekten farklı bir evrene geçiş yapmış gibiler. Adımı bile hatırlamadılar ya! İnanabiliyor musunuz? ”

”Ne de büyük bir dert(!) ” dedi Gille.

Misa, Gillein omzuna vurup konuşmaya devam etti: ”Daha kötüsü, sayıları da gitgide artıyormuş. ”

Alhsom, daha önce; Concord City
in ara sokaklarında uyuşturucu kullanan insanlara rastlamıştı. Şehirleşme ve nüfus arttıkça onlar da daha kısıtlı bir alana sıkışıyorlardı; ancak şehir ne kadar büyürse büyüsün, ne kadar yasak uygulanırsa uygulansın, üzerilerindeki baskı ne kadar artarsa artsın bu insanlar, bir türlü bitmiyordu. Uzmanların uyarıları, yasalar veya Metusha
ın öğretileri bu insanları ikna etmeye yetmiyordu. Peki ne gerekliydi? Ayrıca Misa ve Gillein bahsettikleri durum, Alhsomun aşina olduğundan farklıydı. Onlar için başarılı oldukları sürece, o basamağa nasıl ulaştıklarının bir önemi yoktu. Bu nedenle; muhtemelen bunu yetkililere bildirseler de okul yönetimi sonuç iyi gözüktüğü sürece bunu umursamayacak ve aileler çocuklarını takdir edecekti. Eh, yine çok düşünmüştü. Bazen cidden beyninin sorgulama hızına yetişemiyordu. Belki bir süre durup dinlense… Yine cuma günü, okul çıkışında müdürün yaptığı konuşmayı dinlerken ertesi günkü Misa ile buluşmasında neler yaşanabileceğini düşünüyordu. Bu durum onu ciddi anlamda heyecanlandırıyordu. Diğer her şey ne kadar monoton, ne kadar sıkıcıydı. Müdür yine ”İlaçlama yapılacak. ” diyordu. Bu sefer diğer sınıflar da ilaçlanacakmış. Hayır, hiç böcek de görmemişlerdi ki etrafta. Ne saçma, ne sıkıcı. Bu sefer eve Gille ile birlikte gidiyordu. Anlaşılan Irina yine yalnız kalmak istemişti. Derken bir anda, tabiri caizse boş muhabbet yaparlarken izlendiği hissine kapıldı Alhsom. Tam da Keşke heyecanlı bir şeyler olsa! diye düşünürken olmuştu bu. Ertesi gün Misa ile buluşacağını unutmuştu belli ki. Etrafına bakınıp kimseyi göremeyince Gillee aynı şeyi hissedip hissetmediğini sordu. ”Tenha yerlerden geçiyoruz, gerilmen normal. ” dedi. Mantıklı, beyni eğlence istiyordu. O kadar sıkılmıştı ki kendini eve attıktan sonra, geceyi zor etti. Annesine, ertesi sabah dışarı çıkacağını söylemişti. Annesi, sonunda, oğlunun sosyalleşmeye başlamasına duyduğu sevinci gizleyemedi. Düzgün bir şeyler giymesi için onu, iyice tembihledi. Alhsom, ne giydiğini önemseyen biri olmamıştı hiç; bu yüzden seçim yapmakta oldukça zorlandı. Fazla abartıya kaçıp Misa
ın gözünü korkutmaktan da çekiniyordu.

点击屏幕以使用高级工具 提示:您可以使用左右键盘键在章节之间浏览。

You'll Also Like