URAS

TYRONFIELD LİSESİ

Henüz öğle vakti yeni geçmiş olmasına rağmen neon harflerle yazılmış Full Moon Pizzeria yazısının yarattığı loş aydınlık dışında civarda karanlık hakimdi. Şüphesiz bunun sebebi, şehrin en kuytu köşesinde olan bu pizzacının bile etrafına dev binalar dikilmesiydi. Fazla işlek olmadığı için yeterli ışıklandırma bulunmuyordu ve dükkanın arka sokağı yıllardır suçlu kaynıyordu. Sanırım bu şehir asla değişmeyecek. diye düşündü Alhsom. Andy ise o sırada her şeyden habersiz çene çalmakla meşguldü:

”Sence de buranın pizzası bozmadı mı? Çevredeki en ucuz yer burası olduğu için küçükken babam maaşını aldığı günlerde beni ve ablamı hep buraya getirirdi. Sanki o zamanlar tadı daha güzeldi. Acaba böyle düşünmemin sebebi nostalji hissi mi? Babamın yeni işi sayesinde şehrin en lüks lokantasında bile yemek yiyebilirim ama hiçbiri burada yediğim pizzayla aynı zevki vermiyor. ”

Yine aynı saçmalıkları zırvalıyor, hemen konuya girmeliyim diye düşündü Alhsom. ”Fakir edebiyatın bittiyse sana söylemem gereken bir şey var. ” Alhsomun gerginliği yüzünden okunuyordu. Bu durum Andyyi endişelendirmişti. Ciddileşip ”Dinliyorum. ” dedi. Alhsom devam etti: ”Bak, şehirdeki diğer her yer çok kalabalık olduğu için burada konuşmak istedim. Gerçi burasının da artık diğerlerinden pek bir farkı kalmadı gibi… Neyse, bunu söyleyeceğim ilk kişisin: Annemin işi nedeniyle New Tyroya gitmemiz gerekiyor. Kısacası, taşınıyoruz. ”

”Nasıl yani, orası da neresi? ”

”Kuzeyde bir kasabaymış ben de yeni öğrendim. ”

”Baban için ödenen maaşa ne oldu? ”

Alhsom zoraki bir şekilde gülümsedi. ”Hizmet süresi kadar yardım yapıyorlarmış. Babamın ölümü açıklandığında orada 8. yılıydı. Yani seneye yardımı kesecekler. Annem şimdiden kendini sağlama alması gerektiğini düşünüyormuş. ” Buradan sonra istemsizce sesini yükseltmeye başladı. ”Kerem de yanında bir iş ayarlamış ve kendi evine sadece 2 blok ötede bir ev tutmuş. Gerçek amacı o kadar belli oluyor ki..! O adamın bizi düşündüğü falan yok ama aptal kadın bunu hala anlayamadı! ” Andy, ”Tamam, sakin ol. İnsanlar bakıyor. ” diye Alhsomu sakinleştirmeye çalıştı.

”Baksınlar! Bir hafta sonra beni bir daha burada göremeyecekler zaten. ”

”O kadar mı çabuk?.. ”

Alhsom yanlış bir şey söylememek için sadece evet anlamında kafasını salladı. Andy, gerginliğin büyümemesi için ”Gel, dışarıda konuşuruz. İştahım da kaçtı zaten. Sen çık ben parayı öderim. ” diye karşılık verdi. Kasaya gidip kartını bastı. Alhsom da o sırada dükkanın arkasında kalan otoparka gitti. Fakat bir sorunla karşılaştı. ”Hey Andy, bunu görmen gerek! ” Andy, Alhsomu duyar duymaz yanına geldi. ”Hoverboardın kayıp. ” diye devam etti Alhsom.

”Ah, yine mi! Kaç defa söyledim babama şunun güvenlik duvarını yenileyelim diye. Seninki nerede bu arada? ”

”Buradaki hırsızlık oranının ne kadar yüksek olduğunu bildiğim için her ihtimale karşı getirmedim. ” ”Yani ikimiz de yürüyeceğiz, toplu taşımada rahat konuşamayacağımıza göre.

”Sanırım evet. ” Onun istediği de buydu zaten.

”Bekle! Gps en nerede olduğunu görebiliyorum. ”

”Henüz amatör olmalılar, gpsi hacklemediklerine göre… İyi de bu hızla onları asla yakalayamayız ki. ”

”Yakalamamıza gerek yok. Okula doğru gidiyorlar ve… ”

Alhsom, sözünü kesti: ”Ablanın sevgilisi okulun güvenlik işlerinden sorumlu. Adamı sömürmeyi bıraksanız ya artık. ”

Andy sırıtarak karşılık verdi: ”Biz sadece yardımlaşıyoruz. Dur, ablamı arayayım da halletsin. ” Telefon bir süre çaldıktan sonra Andy kulaklığını takıp konuşmaya başladı.

Konuşma bittiğinde ”Ne dedi? ” diye merakla sordu Alhsom.

”Güvenliği arayacakmış. Sonrasını onlar halleder, sorun yok. Hadi gel, biz eve yürüyelim. ” Yürürken konuşmaya devam ettiler:

”Sıkma canını bu kadar. İnternetten konuşmaya devam ederiz. Arada ziyaretine gelirim, sen de bize gelirsin. ”

”Sence oraya alışabilir miyim?

”Tabi ki alışırsın. Daha yaşanacak çok şey var. Dünyada Concord Cityden başka yer mi yok? ”

”Nakil işlemlerimi halletmiş Kerem. Gideceğim yer o bölgenin en iyi okuluymuş, çevre kasabalardaki herkes bu okula gitmek için can atıyormuş. E haliyle dışarıdan gelen çok fazla öğrenci olduğu için okulun kendi yurdu varmış. ”

”Gördün mü okulunu nasıl bir yermiş? ”

”Yok, annem bana VR turu yaptırmak istedi ama ben reddettim. Nasıl bir yer olduğunu gidince görmek istedim ”.

”Ben senin yerinde olsam meraktan ölürdüm. Okulun adı neymiş? ”

”Tyronfield Lisesi. ”

”Eve gidince bakayım, merak ettim. ”

Yol boyunca konuşmaya devam ettiler. İkisinin de evlerine giden bir yol ayrımına geldiklerinde Andy devam etti:

”Sanırım burada ayrılıyoruz. Akşam işin bitince beni ara da şu oyuna devam edelim. ”

”Ders çalışmam lazım. ”

”Hayır, kafanı dağıtman lazım; daha okullar açılmadı. İtiraz istemiyorum. Hadi görüşürüz. ” ”Peki, görüşürüz. ”

Alhsom, Andyye veda ettikten sonra müzik dinleyerek evin yolunu tuttu.

Alhsom, akşam olduğunda Andy
in bahsettiği oyuna girdi. Oyunu oynarken taktıkları maske, kullanan kişinin mimiklerini kopyalıyor ve bu maskeyi destekleyen oyunlardaki karakterlere aktarıyordu; böylece hem oyun daha gerçekçi hissettiriyor hem de oyuncular, birbirlerinin yüz ifadelerini anlayabiliyorlardı. Aradan biraz zaman geçtikten sonra Andy aniden duraksadı. ”Bunu söylemenin zamanı mı bilmiyorum ama yarın babamın doğum günü. ”

”Hediye aldın mı? ”

”Hayır ama babam nostaljik oyunları çok sever. Annem bu fikirden hiç hoşlanmayacak ama senin babanın koleksiyonlarından bir iki tane oyun hediye etsek. Ne dersin? ”

Alhsom bu soruya öfkelendi. Nasıl bu kadar düşüncesiz olabilirdi? Babasından kalan anıları öylece veremezdi. Curtisi severdi. Birçok konuda ona çok yardımcı olmuştu. Ama babasının hatıralarına da ihanet edemezdi. Belki bir tanesini… Babasının sağken çok da sevmediği bir oyunu verebilirdi belki. O sırada Andy
in endişeli bir şekilde beklediğini fark etti. Alhsomun kolay sinirlendiğini biliyordu. Ama sormak zorundaydı işte. Kendisini en kötü cevaba hazırlamıştı ki Alhsom sonunda konuştu:

”Peki. Depoya bir göz atayım. Belki bir şeyler bulurum. Ama fazla ümitlenme. ”

Andy hem şaşkınlıkla hem de mutlulukla cevap verdi:

”Çok teşekkür ederim! Yarın saat 4 e bizim evde ol. Babam gelmeden hazırlanırız. ”

Şimdi bir iş daha çıkmıştı Alhsomun başına. Ertesi gün Andylerin evinin yolunu tuttu. Andy
in ailesi, babasının bulduğu iş sayesinde sonradan zengin olmuştu. Yani sonradan görme olarak da tabir edilen insanlardan biri oldukları söylenebilirdi. Ancak Curtis öyle birisi değildi. Alhsom, Curtisi severdi. Curtisin yaptığı işi tam olarak anlamak zor olsa kendisinin şehrin siber güvenlik sorunlarıyla ilgilenen bir devlet memuru olduğu söylenebilir. Bu işi nasıl elde ettiğini ise kimse bilmemektedir. Andy
in annesi ise eskiden botanikçiyken şu aralar sadece hobi için bahçe işleriyle ilgileniyordu. Alhsom, Andylerin evinin olduğu lüks sitenin önüne gelince güvenliğe selam verdi. Güvenlik Alhsomu tanıyordu dolayısıyla içeri gimesine izin verdi. Havuzda yüzen insanlara baktı, yakında havalar soğuyacak ve hiçbirisi kalmayacaktı. Ardından yanından geçerken bahçeyi inceledi. Bahçenin Andylere ait olan kısmı rengarenk çiçeklerden belli oluyordu. Andy
in annesi tahmin ettiği gibi yine bahçede bir şeylerle uğraşıyordu. Meşgul etmemek için seslenmedi. Yanından geçip kapıyı çaldı. İlginç olan kapıyı açanın, üzerinde sadece bornozuyla, Andy
in ablası Betty olması. Belli ki yeni banyo yapmıştı.

”Andy için mi geldin? ” diye sordu. ”Pasta almaya gitmişti. Birazdan burada olur. ”

Alhsom utanarak içeri girdi. Ezelden beri Betty ile çok bir ilişkisi olmamıştı. Bu yüzden fazla yakın davranmaya çekiniyordu. Hemen, ilkel üreme içgüdülerini bastırıp Andy
in odasına geçti. Yanına iki tane oyun almıştı: Metal Gear Solid V ve Bloodborne. İkisi de babası için çok da önemli olan oyunlar değildi. Tam Alhsom, Andy
in odasındaki eşyalarla hediye paketi hazırlarken Betty, bu sefer günlük kıyafetlerle, içeri girdi:

”Hey! İçecek bir şey ister misin? ”

Alhsom, kapı aniden açılınca yerinde sıçramıştı. ”Ş-şey olur. Teşekkür ederim. ”

”Dolapta limonata olacaktı. Git al hadi ikimize de. ” dedi Betty ve ardından kıkırdayarak odasına gitti. Alhsom mutfağa gitti ve elinde iki bardak limonatayla geri döndü. Betty
in bu davranışlarına anlam veremiyordu. Neyse ki çok geçmeden, yine de Alhsom için beklemek çok zor olmuştu, Andy ve annesi nihayet geldi ve Alhsomu Betty
in sözlü zorbalıklarından kurtardı. Ardından hep birlikte evi düzenlemeye geçtiler: Hediye paketi hazırdı, etrafı süslediler, saat 6ya gelince Curtis eve geldi ve ”Sürpriz! ”

点击屏幕以使用高级工具 提示:您可以使用左右键盘键在章节之间浏览。

You'll Also Like